13 Eylül 2025 Cumartesi

Gazze'de Ölüm Var...

 

Siyonist Zulme Karşı Tevhîdî Agorist Bir Duruş



Özet

Bu yazı, 7 Ekim 2023’teki şiddetli tırmanmadan itibaren Filistin halkına karşı yürütülen askeri harekâtların sonuçlarını, insani ve hukuki boyutlarını, bölgedeki aktörlerin rollerini ve küresel siyasetin şaibeli desteğini belgeleyip kınamayı amaçlar. Siyonist-devlet aygıtının Gazze ve Batı Şeria’da uyguladığı politika, sadece askerî taktiklerin ötesinde, temel insanî ihtiyaçların kasıtlı şekilde kesilmesi ile birlikte bir yok etme stratejisine dönüşmüştür. Bu suçlamanın ağırlığını göstermek için Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşlarının ve bağımsız raporların tespitlerine başvuruyorum. (BM gibi aygıtların varlığından rahatsızım.) Son bölümde ise, bu zulme karşı Tevhîdî Agorizm perspektifinden bir karşı-duruş hattı öneriyorum: merkezi olmayan dayanışma ağları, karşı-ekonomik (agorist) dayanışma pratikleri ve iman temelli kolektif eylemler. Bu öneriler, şiddete bir çağrı olmakla birlikte; işgalci mekanizmalara karşı insani, ahlaki ve yapısal bir direniş hattıdır. Bkz.

Giriş: Zulümle Yüzleşmekten Kaçmayacağım

Siyonist ideoloji ile temsil edilen ve İsrail devleti tarafından somutlaşan politika, Filistin halkına yönelik neredeyse kesintisiz bir tahakküm ve yıldırma örüntüsü sergilemektedir. Bu gerçekleri göğsümde taşıyarak yazıyorum: masumların sistematik ölümü, kuşatma sonucu açlık ve tıbbi imkânların yok edilmesi, yerinden etme ve altyapının kasıtlı hedef alınması, insanlık dışı bir manzara oluşturuyor. Bu sorumlulukları göz ardı edenler, tarihin karanlık tarafında yer alacaklardır.

Kısa Tarihçe ve Olay Özetleri (Taraflar ve Eylemler)

  1. Harekâtın Kısa Tanımı ve Etkisi (7 Ekim 2023 sonrası): 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısıyla başlayan şiddet dalgası, iki yıllık (ve hâlen süren) bir çatışma dönemini doğurdu. Bu dönemde Gazze’deki yoğun bombardıman, ablukalar ve kısıtlamalar insanî koşulları felç etti; on binlerce sivil hayatını kaybetti, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlar zorunlu göçe maruz kaldı. Sağlık altyapısı çöktü; yardım koridorları engellendi veya ciddi kısıtlamalara tabi oldu. Anadolu Ajansı

  2. Sivil Kayıplar ve İnsani Kriz: Gazze Sağlık Bakanlığı, sivil kayıpların çok yüksek olduğunu bildiriyor; bağımsız insan hakları kuruluşları da bombardıman ve ablukanın milyonlar üzerinde doğrudan ölümcül etkileri olduğunu belirtiyor. Buna ilişkin ayrıntılı tespitler ve vak’a incelemeleri Amnesty International ve Human Rights Watch gibi kuruluşlarca yayımlandı; bu kuruluşlar bazı saldırıların savaş suçu ve hatta bazı politika ve uygulamaların soykırım veya soykırımı çağrıştıran niteliğe sahip olabileceğini rapor ettiler. Amnesty International

  3. Uluslararası Kuruluşların Değerlendirmeleri: B’Tselem, Human Rights Watch ve Amnesty gibi kuruluşlar; bombardımanların düzensiz şekilde ve sivil hedefleri orantısız biçimde vurduğu, abluka/pratiklerin toplu cezalandırma niteliği taşıdığı ve bazı uygulamaların “yok etme”/“extermination” boyutunu taşıyabileceği yönünde raporlar yayımladı. Birleşmiş Milletler insan hakları organları da İsrail’in uygulamalarının toplu cezalandırma ve soykırım ile uyumlu olabileceğine dair değerlendirmeler yaptı. Bu raporların ortak özelliği, tüm eylem ve politikaların kapsamlı saha ve tanık verilerine dayanmasıdır. btselem.org

  4. Siyasi Destek ve Küresel Hesapsızlık: ABD ve bazı Batılı hükümetlerin askeri, diplomatik ve politik desteği, İsrail siyasetinin uluslararası alanda görece serbest hareket etmesine olanak sağladı. Bu durum, işgalci politikanın meşrulaştırılmasına ve yaptırımlardan kaçınmasına hizmet etti; bu sebeple suçların sorumluluğunu yalnızca sahadaki aktörlere yüklemek adaleti eksik bırakır. The Guardian

İnsanî Durumun Anatomisi: Abluka, Açlık ve Sağlık Çöküşü

Gazze’ye yönelik uzun süreli abluka ve son dönemdeki saldırı dalgaları, nüfusun temel ihtiyaçlarına ulaşımını sistematik olarak engelledi. Yardım kuruluşlarının, sağlık çalışanlarının ve sivillerin hedef alınması veya koridorların kapatılması; su, yakıt, elektrik ve tıbbi malzeme eksikliği; hastanelerin işlevsizleşmesi—bunların hepsi insanlığın sınırlarını zorlayan eylemler. Uluslararası kuruluşların raporları, bu politikaların yalnızca operasyonel hata ya da “yanlışlık” olmadığını, aksine sonuçları öngörülebilir ve engellenebilir olan bir stratejinin parçası olduğunu gösteriyor. Bu, yok etme eylemleriyle yakından ilişkilidir.

Aktörlerin Rolleri: Hamas’tan İsrail Devletine; Bölgesel ve Küresel Dinamikler

  • Hamas: İsrail’in meşru güvenlik kaygılarını tetiklemiştir. Ancak bu gerçek, İsrail’in kolektif cezalandırma, temel insanî ihtiyaçları kesme ve sivil altyapıyı hedef alma politikalarının haklılaştırılmasına izin vermez.

  • İsrail Devleti ve Askerî Aygıt: Hükümetlerin ve askeri karar alıcıların açıklamaları, uygulamalar ve hedefleme pratikleri, uluslararası kuruluşların raporlarında ana suçlu konumunda değerlendirilmektedir. Savaş alanında hukuka riayet etme yükümlülüğü karar vericilere ve ordulara aittir; sistematik ihlaller bu kurumların politikalarını sorgulatmalıdır. Human Rights Watch

  • Bölgesel Aktörler ve Uluslararası Destekçiler: ABD ve bazı Batılı müttefiklerin askeri, diplomatik ve lojistik desteği, işgalci politikaların sürdürülmesini kolaylaştırmıştır. Bu roller, yalnızca İsrail’i değil, ona destek veren uluslararası aktörleri de sorumluluk mekanizması içine çekmektedir. The Guardian

Vicdani ve Stratejik Muhalefet: Tevhîdî Agorist Bir Çözüm Önerisi

Siyonist zulme karşı direnmek bir görevdir — ama bu direnişin yöntemi, meşruiyeti ve hedefi hayati önemdedir. Burada önerdiğim Tevhîdî Agorist yaklaşım, ilkesel olarak şu unsurları içerir:

  1. İnsani Dayanışma Ağı (Decentralized Solidarity): Merkezi yapılar devre dışı kalınca, iman temelli yerel hücreler ve sivil ağlar aracılığıyla insani yardımı organize etmek gerekir. Bu ağlar, ihtiyaç sahiplerine doğrudan yardım ulaştırma kapasitesine sahip olmalıdır — gıda, ilaç, barınma desteği gibi.

  2. Karşı-Ekonomik Dayanışma (Agorist İlkeler): Agorist düşünce, baskıcı ekonomik ve siyasi yapıların alternatifi olarak karşı-ekonomiyi (yani gönüllü, piyasa temelli ve merkezi otoriteden bağımsız alışveriş/destek ağlarını) işaret eder. Tevhîdî Agorizm bu ilkeleri iman, ahlak ve vicdan ile harmanlar: zorlama değil, gönüllü takas, kolektif mülkiyet ve mutual yardım mekanizmalarıyla Filistin halkının hayatta kalma kapasitesini güçlendirmek. Bu yaklaşım, örneğin sivil toplumu güçlendirerek işgal altyapısına bağımlılığı azaltmayı hedefler.

  3. Bilgi Savaşında Hakikatin Yayılması: Küresel dezenformasyon ve propaganda karşısında doğru bilgi yayma faaliyetleri — bağımsız raporların, tanık hesaplarının, belgesel ve saha fotoğraflarının çoğaltılması ve güvenilir kaynaklarla teminat altına alınması — toplumsal vicdanı harekete geçirir. Bu, uluslararası baskı ve yaptırım mekanizmalarının harekete geçirilmesine katkı sağlar.

  4. Hukuki ve Diplomatik Baskı Mekanizmalarının Desteklenmesi: Agorist yaklaşım, yerel ve uluslararası hukuk yollarını devre dışı bırakmaz; tersine destekler. Savunuculuk, kampanyalar ve uluslararası hukuki süreçlerin (UCM, ICJ) takibi, zulmün belgelenmesi ve faillerin hesap vermesi için vazgeçilmezdir. (Bu tercih, kendi çıkarlarımızı destekleyecek bir kamuoyu takibi için gerçekleşmelidir; devletlerin bürokrasi bataklığından ümit bekleyecek değiliz.)

  5. Barış ve Adalet Temelli Uzun Vadeli Projeler: Mülteciler, yeniden yapılanma, eğitim ve ekonomik rehabilitasyon için merkezi olmayan, yerel aktörlerin önderliğinde projeler teşvik edilmeli; bunlar, devletlerin angajmanlarına alternatif olacak şekilde inşa edilmelidir.

  6. Doğrudan Askeri Müdaafa: Devlet organları ile sıcak çatışmalardan çekinilmemeli; İsrail'in terörü tamamiyle yok edilmelidir. Gerek aktif sıcak çatışma, gerekse sabotaj yoluyla, işgale ve yağmaya karşı tüm imkânlarla mücadele verilmeli.

Bu çerçeve, kuramsal düzeyde bir direnç hattıdır: amaç, Filistinlilerin yaşam hakkını koruyacak, dayanışmayı somutlaştıracak ve işgal mekanizmalarını meşruiyetten yoksun bırakacak yollar sunmaktır. 

Neden Bu Metin Sert Olmalı? (Kişisel Duruş)

Benim sertliğim, zalime ve zulme karşıdır. Tarih, hakikati örtmeye çalışanların değil, hakikati haykıranların safında durur. Siyonist politikaların —ister ideolojik arka planla, ister stratejik hesaplarla açıklansın— Filistin halkına fatura ettiği insanlık suçları, suskunluğu ve ikiyüzlülüğü kabul etmemi imkânsız kılar. Bu yüzden sert bir dil kullanıyorum: çünkü sömürgeci mekanizmalarla uzlaşmak vicdana ihanettir.

Sonuç: Hesap Günü Er ya da Geç Gelir

Filistin davası, sadece lokal bir mesele değildir; insanlığın onur sınavıdır. Adalet er veya geç yerini bulacaktır. Bugün yapılması gereken ise güçlü, organize ve ahlaki bir direnç hattı inşa etmektir — Toplum temelli bir dayanışma ile. Tevhîdî Agorist yaklaşım, bu direnç hattının bir bileşenidir: merkeziyetçi ve baskıcı mekanizmalara alternatif; insanı merkeze alan, imanla harmanlanmış dayanışma pratikleri sunar.

Siyonist zulmün karşısında susmayacağım; belgelerle, tanıklıklarla, hukuki girişimlerle ve dayanışma ile direneceğim. Bu metin, o direnişin bir parçasıdır.

Kaynaklar (seçme, en yük taşıyan referanslar)

  • Amnesty International, Amnesty concludes Israel is committing genocide in Gaza, 5 December 2024. Amnesty International

  • Human Rights Watch, Israel’s Crime of Extermination, Acts of Genocide in Gaza, 19 December 2024. Human Rights Watch

  • B’Tselem, Our Genocide, July 2025. btselem.org

  • UN OHCHR, UN special committee finds Israel's warfare methods in Gaza consistent with genocide, 14 November 2024. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği

  • Anadolu Ajansı / Türkiye haberleri, Gazze sivil zayiat raporları (çeşitli tarih ve güncellemeler). Anadolu Ajansı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tevhidi Agorizm için tasarı (manifestom için bir prototip)

  ↪Tevhîdî Agorist İslami İdeoloji Tasarımı 1. Temel Felsefe ve İdeolojik Kökenler Tevhîd (Allah’ın Birliği): İdeolojinin temelini sadece A...